Güve Nereye Yumurtlar? Edebiyatın Tozlu Sayfalarında Sessiz Bir Dönüşüm Kelimelerin Gücüyle Başlayan Bir Düşünce Bir edebiyatçının gözünde her kelime, bir yumurtadır. Bir düşüncenin, bir duygunun, bir anının içinde sessizce bekleyen potansiyel… Tıpkı bir güvenin, karanlıkta güvenli bir köşe arayıp yumurtalarını bırakması gibi. Edebiyat, bu görünmeyen yumurtaların çatladığı yerdir: kelimeler zamanla olgunlaşır, metinler kokar, dokunulur, dağılır ve yeniden doğar. Bu yüzden, “Güve nereye yumurtlar?” sorusu yalnızca biyolojik bir merak değildir; aynı zamanda anlatının, unutuluşun ve yeniden var oluşun sembolik bir sorgusudur. Güvenin Yumurtası: Zamanın ve Unutuşun Kucağında Gerçek dünyada güveler, eski kumaşlara, kitap sayfalarına, yumuşak liflerin arasına yumurtlar. Zamanın dokusuna gizlenmiş…
Yorum BırakYazar: admin
Kırılganlık Sendromu: Zayıflık Değil, İnsan Olmanın En Derin Hali Hadi gelin bugün birlikte biraz rahatsız edici ama bir o kadar da gerçek bir konudan bahsedelim: kırılganlık sendromu. Adı bile kulağa ürkütücü geliyor değil mi? Sanki dokunsan dağılacak bir cam parçası gibi… Ama belki de hepimizin içinde, görünmez bir şekilde var olan bu hâl, sanıldığının aksine bir eksiklik değil; aksine insan olmanın ta kendisi. Kırılganlık Sendromu Nedir? Kırılganlık sendromu, en basit tanımıyla, kişinin duygusal ve zihinsel olarak incinebilirliğini aşırı derecede hissetmesi ve bundan kaçınmak için sürekli bir savunma hâlinde yaşamasıdır. Bu sendromu yaşayan insanlar, çoğu zaman dış dünyaya karşı güçlü, soğukkanlı…
Yorum BırakKaotik Ne Anlama Gelir? – Düzenden Uzaklaşanların Hikâyesi Bu hikâyeyi anlatmak için bir sebebim var. Çünkü “kaotik” kelimesi, sözlükteki birkaç tanımdan çok daha fazlası. Kaos, bazen sabah uyanınca hissettiğimiz tarifsiz telaş; bazen en planlı anımızda bir anda çöken belirsizlik. Ama en çok da insanın iç dünyasında, düzenle düzensizlik arasındaki o ince çizgide anlam buluyor. İşte bu yüzden bugün size bir hikâye anlatmak istiyorum: ‘Kaotik’in ne olduğunu yaşayan iki insandan bahsederek… İki Farklı Yolu Olan Tek Bir Hayat Ali ve Elif… Aynı şehirde yaşayan ama dünyaya tamamen farklı pencerelerden bakan iki insan. Ali bir mühendis: stratejik, planlı, çözüm odaklı. Onun için…
Yorum BırakAlize Midi ile Ne Örülür? Geçmişten Günümüze İlmek İlmek Kültürel Bir Yolculuk Bir tarihçi olarak geçmişi incelerken fark ettiğim en çarpıcı şeylerden biri, insanlığın sıcak kalma çabasının zamanla bir sanat biçimine dönüşmesidir. Ateşin etrafında toplanan ilk topluluklardan bugünün modern örgü tutkunlarına kadar uzanan bu yolculukta, her ilmek bir hikâye taşır. Alize Midi gibi modern iplikler, aslında bin yıllardır süregelen bir kültürel devamlılığın günümüzdeki ifadesidir. “Alize Midi ile ne örülür?” sorusu da sadece bir örgü malzemesi tercihini değil, aynı zamanda geçmişle bugünü birbirine bağlayan sessiz bir tarihsel diyalogu içerir. İlmeklerin Tarihi: Korunmadan İfadeye İnsanoğlunun ilk örgü denemeleri, doğayla mücadelenin bir parçasıydı.…
Yorum BırakKısa cevap: Kansızlığın tıbbi adı anemidir. Kansızlığın Diğer Adı Nedir? “Anemi”ye Farklı Pencerelerden Bakış Merakla Başlayan Samimi Bir Giriş “Kansızlığın diğer adı nedir?” diye sorulduğunda çoğumuz “anemi” yanıtını veririz ve konu kapanır. Oysa bu basit görünen soru; biyolojiden toplumsal yaşama, veri analizinden günlük deneyimlerimize uzanan geniş bir tartışma alanı açar. Bilgiyi paylaşmayı seven biri olarak gelin, aynı soruya birden fazla açıdan bakalım: Bilim, toplumsal etkiler, kişisel deneyimler ve dilin gücü… Siz de okurken kendi düşüncelerinizi not edin; yazının sonunda sorular sizi bekliyor. Bilimsel Lens: Anemi Nedir, Neyi Anlatır? “Kansızlık” gündelik bir ifade; tıpta karşılığı anemi. Anemi, kanda oksijen taşıyan kırmızı…
Yorum BırakBir Filozofun Kaleminden: İmzanın Ardındaki Gerçeklik ve Kriminal İncelemenin Felsefesi Bir filozof için imza, yalnızca bir isim değil, bir varlık beyanıdır. Elin kâğıtla temas ettiği anda insan, kendinden bir iz bırakır. İmza, hem öznenin hem de iradenin somutlaşmış halidir. Fakat aynı imza, sahte olduğunda etik bir ihlale, epistemolojik bir soruya ve ontolojik bir krize dönüşür. İşte tam bu noktada “İmza kriminal inceleme nasıl yapılır?” sorusu yalnızca teknik bir mesele olmaktan çıkar, insanın hakikatle ilişkisini sorgulayan felsefi bir meseleye dönüşür. Etik Perspektiften: Gerçek ile Yalan Arasında Etik, “doğru olan nedir?” sorusuyla başlar. İmzanın doğruluğunu incelemek de bu sorunun somutlaşmış halidir. Kriminal…
Yorum BırakTürkiye’nin Temel Gıdası: Toplumsal Yapılar ve Gıda Alışkanlıkları Toplumsal yapıları ve bireylerin etkileşimlerini anlamaya çalışan bir araştırmacı olarak, her kültürün kendine özgü gıda alışkanlıklarını anlamanın, o toplumun sosyal yapısına ve değerlerine dair önemli ipuçları sunduğunu fark ettim. Türkiye’deki yemek kültürü de bu bağlamda ilgi çekici bir örnek oluşturur. Birçok farklı etnik grup, gelenek ve inanç bir arada var olmasına rağmen, Türkiye’nin temel gıdası, hem gündelik yaşamı hem de toplumsal normları şekillendiren önemli bir öğedir. Peki, Türkiye’nin temel gıdası nedir? Bu gıda, sadece karnımızı doyurmak için değil, aynı zamanda toplumsal yapıyı oluşturan dinamikleri de yansıtan bir öğedir. Türkiye’deki yemek alışkanlıkları, toplumsal…
Yorum BırakSüper Ballon d’Or En Son Kim Kazandı? Tarih, Tartışmalar ve Güncel Durum Giriş Futbolda ayrıcalığın zirvesi sayılan Süper Ballon d’Or, adından da anlaşılacağı gibi “Ballon d’Or”un da ötesinde, olağanüstü bir onur. Peki bu ödülü en son kim kazandı? Kısa cevap: Alfredo Di Stéfano. Üstelik yalnızca “en son” değil, tarihte bu ödülü alan tek isim. Ödül, 24 Aralık 1989’da France Football tarafından, önceki üç on yılın (1960’lar, 70’ler, 80’ler) en iyi futbolcusunu onurlandırmak için bir kereliğine verildi. :contentReference[oaicite:0]{index=0} Tarihsel Arka Plan: Neden ve Nasıl Verildi? Süper Ballon d’Or, klasik Ballon d’Or gibi bir “yılın futbolcusu” seçimi değil; kuşaklar arası üstünlük iddiası…
Yorum Bırak“Kamulaştırmanın 7 maddesi nedir?”: Hukukun satır aralarında saklı bir mücadele Kamulaştırma meselesi üzerine ne zaman sohbet açsam, aynı noktada buluşuyoruz: Kimi için sadece teknik bir prosedür, kimi için ise hayatının rotasını değiştiren bir kırılma noktası. Ben bu yazıda, her iki yaklaşımı da yan yana koymak istiyorum. Erkeklerin rakamlarla, belgelerle, kanun maddeleriyle baktığı o soğuk tabloyla; kadınların evlerini, anılarını, köklerini merkeze alan sıcak hikâyeleri aynı masaya yatıracağız. Ve sonunda şu soruyu birlikte soracağız: Bu yedi madde sadece birer kanun satırı mı, yoksa bir toplum sözleşmesinin temel taşları mı? Kısa cevap: Kamulaştırma süreci 7 temel adımda işler: (1) Kamu yararı kararı, (2)…
Yorum BırakKısa cevap: “Kamerî” kelimesi Arapça kökenlidir ve “ayla ilgili, aya ait, ay takvimine dayalı” anlamına gelir. Dinî takvimlerde “kamerî ay”, yani ayın evrelerine göre belirlenen ay esas alınır. Ancak bu kelime sadece takvimsel bir terim değil; kültürel, sembolik ve duygusal anlamlar da taşır. “Kameri ne anlama gelir?” diye sorduğunuzda aslında sadece bir kelimenin değil, bir bakış açısının da kapısını aralıyorsunuz. Çünkü ‘kamerî’ sözcüğü, kimine göre bir takvim ölçüsü; kimine göre insan ruhunun evrelerini anlatan şiirsel bir sembol. Ben bugün bu kelimenin hem mantıksal hem duygusal tarafına dokunmak istiyorum. Erkeklerin analitik merceğinden, kadınların sezgisel bakışından bakınca “kamerî”nin anlamı nasıl değişiyor, birlikte…
Yorum Bırak