İçeriğe geç

Hanbelî mezhebi Sünni mi ?

Hanbelî mezhebi Sünni mi? Kısa cevap: Evet—ama hikâyesi çok daha zengin

Kalabalık bir sofrada din konuşulurken birinin “Hanbelî mezhebi Sünni mi?” diye sorduğunu düşün. Masada bir anlık sessizlik, sonra meraklı bakışlar… İşte tam o an, meseleyi sadece “evet” ya da “hayır” ile kapatmak yazık olur. Çünkü Hanbelîlik, Ehl-i Sünnet’in dört fıkıh mezhebinden biri olmakla kalmaz; metinle hayat arasındaki köprüyü kurma biçimi, direnci ve entelektüel duruşuyla başlı başına bir hikâye anlatır. Gel, bu hikâyeyi birlikte açalım.

Hanbelîlik nedir ve Sünnî gelenekte nereye oturur?

Hanbelî mezhebi, adını İmam Ahmed b. Hanbel’den (ö. 855) alır ve fıkhî açıdan Ehl-i Sünnet’in dört ana mezhebinden biridir (diğerleri: Hanefî, Mâlikî, Şâfiî). Yani mezhebin kurumsal kimliği, Sünnî geleneğin tam kalbinde yer alır. Hanbelîlik; Kur’an ve Sünnet’e sıkı bağlılığı, sahabe uygulamalarına verdiği ağırlığı ve rivayet merkezli epistemolojisiyle tanınır. Teolojik düzlemde ise Hanbelî çevreler tarih boyunca çoğunlukla “Selefî/Atharî” diye anılan, ilahî sıfatlarda te’vilden kaçınan metotlara yakın durmuşlardır. Bu, mezhebin Sünnî kimliğini zayıflatmaz; aksine Sünnîliğin tarihî çeşitliliği içindeki bir damarı temsil eder.

Kökenler: Mihne, metin ve direniş

Hanbelî geleneğin karakterini anlamak için İmam Ahmed’in yaşadığı “mihne” (Kur’an’ın yaratılmışlığı meselesi sebebiyle devlet eliyle yürütülen sorgulamalar) dönemi önemlidir. O dönem, ilim adamının metinle kurduğu sadakati, politik baskı altında bile tavizsiz korumasının sembolüne dönüşmüştür. Bu deneyim, Hanbelîliğe iki miras bırakır: metne bağlılıkta ciddiyet ve dinî otoritenin meşruiyetini ilmin omurgasında arama refleksi.

Metodoloji: Nas merkezli ama hayattan kopuk değil

“Hanbelîler sadece literal okur, kıyası sevmez” şeklindeki klişeler eksik ve basittir. Hanbelî fıkhı:

Asıl delillerde Kur’an, Sünnet ve sahabe fetvalarına öncelik verir.

Kıyası (analojiyi) kullanır; fakat nasla çatışmayacak, sınırları belirgin bir tarzı tercih eder.

Maslahat (kamusal fayda), istishab (mevcut hâlin devamı) ve “seddü’z-zerâi” (kötüye giden yolları kapama) gibi araçlara sahiptir; ancak bunlar “metin önceliği” ilkesiyle dengelenir.

Bu denge, Hanbelîliğin “katı” değil; “ölçülü ve metin temelli” bir akıl yürütme olduğunu gösterir. Metni merkeze alırken hayatı da ıskalamaz; örneğin kamu düzeni, sözleşme güvenliği, aile hukuku gibi konularda toplumsal sonuçları dikkate alan zengin bir içtihat literatürü vardır.

Coğrafya ve etkiler: Bağdat’tan günümüze

Hanbelîlik tarih boyunca başta Bağdat ve Şam havzasında kök saldı. Günümüzde özellikle Arap Yarımadası’nda (örneğin Suudi Arabistan’da) kurumsal etkisi belirgindir; bunun yanında Levant coğrafyasından Kuzey Afrika’ya, hatta diaspora topluluklarına kadar uzanan bir dağılıma sahiptir. Toplam nüfus içindeki oranı Hanefî ve Şâfiîlere göre daha küçük olabilir; fakat modern fıkıh kodifikasyonlarında ve akademik müfredatta bıraktığı iz, nümerik oranların çok ötesindedir.

Selefîlik ile ilişki: Kesişen yollar, aynı şey değil

Güncel tartışmalarda sıkça duyulan bir karışıklık var: “Hanbelîlik = Selefîlik.” Hayır, tam olarak değil. Selefîlik, daha geniş bir dinî yenilenme (ıslah) söylemi ve metodolojik tercih seti; Hanbelîlik ise bir fıkıh mezhebi. Evet, Selefî çevreler tarihî olarak Hanbelî fıkhından yoğun biçimde beslenmişlerdir; ancak Selefî kimlik, tek bir mezheple sınırlı değildir. Bunu ayırt etmek, güncel tartışmalarda etiketlerin bizi yanıltmasını engeller.

Bugüne yansıyan pratikler: Dijital fetvalar, finans ve etik

21. yüzyılın “fetva ekonomisi”nde Hanbelî mirasın üç dikkat çekici etkisi var:

1) Şeffaf delil sunumu: Metin temelli yaklaşım, çevrim içi fetvalarda “delil nerede?” sorusunu merkezde tutuyor. Kullanıcı, sadece bir hüküm değil, dayandığı hadis/ayet ve tartışma silsilesini görmek istiyor. Bu, modern veri çağının “kaynak göster” kültürüyle şaşırtıcı biçimde uyumlu.

2) Finansal ürünlerin test edilmesi: Kripto varlıklardan “BNPL” (alış şimdi öde sonra) modellerine kadar yeni finans araçları, riba (faiz), gharar (belirsizlik) ve spekülasyon hassasiyetleri üzerinden Hanbelî usulle süzgeçten geçiriliyor. Sıkılık zannedilen şey çoğu zaman “parametreleri açıkça tanımlama” refleksi: Sözleşme şartları, risk dağılımı, mülkiyet devri gibi başlıklar netleştiğinde hüküm de berraklaşıyor.

3) Mahremiyet ve teknolojik etik: Hanbelî düşüncede “zararın engellenmesi” (seddü’z-zerâi) ilkesi, yüz tanıma, veri toplama ve gözetim teknolojileri gibi alanlarda yeni bir dil üretmeye aday. “Metin önceliği” burada temel ilkeleri korurken; “zarar olasılığı” üzerinden nüanslı bir pozisyon geliştirmeyi mümkün kılıyor.

Beklenmedik bağlar: Yazılım mimarisi, ürün tasarımı ve Hanbelî usul

Yazılım dünyasında “önce spesifikasyon” deriz; Hanbelîlikte “önce nas.” Ürün tasarımında “kullanıcı akışı bozulmasın” diye arayüzün bazı yollarını bilinçli kapatırız; fıkıhta “kötüye giden yolları kapama” deriz. Yani kod yazarken yaptığın tasarım kararları ile bir fıkıh mezhebinin risk yönetimi arasında şaşırtıcı paralellikler var. Hanbelîliğin öğretisi, hayatın karmaşık akışında “kuralları netleştir, istisnayı gerekçelendir, hatayı öngör ve engelle” mottosuna dönüşebiliyor.

Yanlış anlamalar: “Hanbelîlik katıdır” efsanesi

Katılık algısı çoğu kez iki sebebe dayanır: (1) Metne sadakati “literalcilik” sanmak; (2) tarihsel bağlamı görmezden gelmek. Oysa Hanbelî literatürde zaruret, ihtiyaç ve örf gibi yumuşatıcı-kusursuzlaştırıcı mekanizmalar mevcuttur. Üstelik aynı meselede mezhep içi farklı görüşlerin bulunması, esnekliğin kurum içi yollarla zaten işletildiğini gösterir. Meselenin özü, “esnekliği ilkesizliğe dönüştürmeden yönetme” maharetidir.

Geleceğe dair: Çok-merkezli Sünnîlik ve Hanbelî katkısı

Küresel Müslüman topluluklar daha da çoğulcu bir döneme giriyor: diaspora gerçekliği, yerel hukuk sistemleriyle uyum, dijital platformlarda bilgi dolaşımı… Bu denklemde Hanbelîliğin katkısı üç başlıkta öne çıkacak gibi görünüyor:

Standartlaşma ile çoğulluk arasında denge: Kodlanmış fıkıh metinleri ve devlet uygulamalarıyla gelen standart, mezhep içi görüşlerin zenginliğiyle dengelenmeli.

Delil-odaklı iletişim: Genç kuşakların “kanıt kültürü” Hanbelî pedagojinin güçlü yanıyla buluşuyor.

Etik ince ayar: Yapay zekâ, biyoetik ve veri koruma gibi yeni alanlarda “zararı önleme” mantığı, metinle çatışmadan güncel rehberlik üretebilir.

Sonuç: Evet, Sünnî; üstelik Sünnîliğin canlı bir damarını temsil ediyor

Sorunun kısa cevabı değişmiyor: Hanbelî mezhebi Sünnî’dir. Ama uzun cevabı, bu mezhebin sadece bir etiket olmadığını, metne sadakatiyle düşünceyi diri tutan, ahlâkî ve hukukî refleksleriyle bugüne ve yarına konuşan bir okul olduğunu gösteriyor. Sofradaki sohbeti burada bitirmeyelim; çünkü Hanbelîlik, bugün hâlâ “metinle hayat arasında sağlam bir köprü kurmanın” mümkün olduğunu fısıldıyor. Bu köprüden birlikte yürüdüğümüzde, geçmişi yalnızca hatırlamakla kalmayıp geleceği de daha berrak inşa edebileceğimizi görüyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort deneme bonusu veren siteler 2025
Sitemap
grand opera betilbetgir.netbetexperhttps://betexpergir.net/splash